30 October, 2006

Fındık ve Isırganlı Bulgurotto


Bir bulgur yemeği, üç ayrı fındık lezzeti, ısırganlı, var mısınız?

Isırganla yaşanacak olan bütün zorlukları aylar önce yaşamıştım. Toplanmasına karışmadım sadece ama onu da gözlerimle takip etmiştim, ısırganlı bahçenin sahibi dostum çünkü. Temizlenmesi, ayıklanması, yıkanıp paklanıp haşlanması ise, hepsi hepsi benim ellerimden geçti. Geçtiğini de hatırlatmıştı sonradan üç beş gün, akılsızlık edip ince doktor eldivenleriyle dalınca bu işe. Kalın kalın kalın, aman haaaaa, eldivenler kalın olacak, yoksa eller günlerce tatlı tatlı kaşınıp duracak.

İşin zor bölümü buydu tabii. Bugün yaptığım dondurucudan kalın, el kadar donmuş bir ısırgan kalıbını çıkarıp çözerek kullanmak.

Önce bir bardak bulgur yıkandı. Bir koca soğan irice bızztlandı. Sızma içinde hafifçe bayılttığım soğana bulguru katıp kavurdum bir süre. İlk defa yapıyorum bu işi, iyi de etmişim. Soğanın karameli öyle bir yapıştı ki bulgura, bir daha da bırakmadı. Bu pilavda birleşen lezzetler zaten benim bile aklıma zarar. Hani ben beş dakikada icat buyurup yapmasam, deseler ki bilmem hangi şef üç aydır bu lezzetin üzerinde çalışıyor, inanmayan ne olsun.

Kavrulan bulgura tuz, taze çektiğim karabiber, biraz da hint baharatları ekledim. Siz de köri, kırmızı biber, tarçın ve de içinizden geçen kızıl / toprak rengi baharatlardan azar azar ekleyebilirsiniz. Bir çay bardağı sofrada içilecek beyaz şaraptan ve yavaş yavaş sıcak su ilave ederek bir süre kabaran bulguru seyrettim. İyi ki de öyle yapmışım. Bu bulgur piyasaya yeni çıkmış, bana da denemem için verildi. Söyleyeceğim şu, normalin altında su kaldırıyor, lapalaşması an meselesi. Bu da oldu, şimdi içine ısırganımdan koca bir tutam, bol miktarda iri iri bızzzztlanmış fındıklar ve rendelenmiş parmesan ilave ediyorum. İstediğim kadar sarmısak dişini incecik dilimleyerek katıyorum içine. Bir iki karıştırdıktan sonra tencerenin tepesine bir mutfak bezi temizinden, kapak da kapanıyor sıkıca. Demlenmeye bırakılıyor pilav ya da benim tabirimle risottonun bulgur uygulaması bulgurotto..

Bir tava içine yine aklıma estiği kadar bol, iri bızzztlanmış fındık koyarak kavuruyorum. Bir koca tutam ısırgan da giriyor bu tavaya, fındıkla birlikte dönüyor bir iki. Yemek tabaklarına aldığım bulgur pilavının çevresinde dolaştırıyorum bu fındıklı ısırgan kavurmasını. Sofraya da üzerine fındık serpiştirip getiriyorum.

Üç ayrı fındık lezzeti demiştim, değil mi? İki de ayrı ısırgan lezzeti...

Bir bulgur pilavı, bir bulgur pilavı ki, sormayın.

Oya Kayacan

No comments: